20 Şubat 2018 Salı

Alabalıklarda yumurta ve sperma sağımı

        Çiftlikte yapılan alabalık yetiştiriciliğinde balıkların üreme dönemine geldiğinde (Ekim-Kasım ayları) özellikle suların soğumaya başladığı dönemlerde balıklarda yumurta ve sperm üretimi artar. Bu dönemlerde balıklar doğal hayatta sığ sulara giderek çakıllı ve taşlı zeminlere yumurta bırakır ve erkek balıklar da bu yumurtaların üzerine spermlerini bırakarak döllenme su içerisinde gerçekleşir. Ancak bu balıkları yoğun üretim yapmak amacıyla çiftliklerde yetiştirdiğimizde beton zeminde alabalıkların yumurtalarını bırakması pek mümkün olmamaktadır. Ayrıca havuz sularının da üreme dönemlerinde aynı seviyede kalması balıkları yumurta ve sperm bırakmaya teşvik etmemektedir. 
        Bu amaçla üreme dönemine yaklaşan balıklar dişi ve erkek olarak ayrı ayrı havuzlara alınırlar. Öncelikle videoda görüldüğü gibi balıklar anesteziye alındıktan sonra sağım yapılarak yumurta kontrolü yapılır. Yumurtaları olgunlaşmış ve yumurta bırakacak duruma gelmiş en az 3 gökkuşağı alabalığı anacı temiz bir kaba sağılır. Bunun üzerine ortalama 2 erkek gökkuşağı alabalığı spermi sağılarak yumurta ve spermin bu kap içerisinde karışması sağlanır. Yumurta ve spermler bir araya getirildikten sonra hafif hafif bir dakika boyunca karıştırılır ve kabın üzeri kapatılarak yaklaşık yarım saat beklemeye bırakılır. Daha sonra yıkama işlemi ve yumurtaların kuluçka dolabına alınması ile yumurta sağım işlemi tamamlanmış olur. 
        Videoda da olduğu gibi balıklar öncelikle bir bölümde anesteziye alındıktan sonra daha önce sağım yapmış ve tecrübeli olan bir personel tarafından nazikçe sağılarak yumurta ve spermlerin toplanması sağlanır.

Dr. Muhammed DUMAN




Çipura balığından kan alma

       Çipura balıklarından kan alma uygulaması konusunda literatürde çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Bu amaçla hastalık teşhisi amacıyla yaptığımız uygulama video'da gösterilmektedir. 





Gökkuşağı Alabalığı Havuzuna Yıldırım Düşmesi

Anamnez bilgisi:
          Marmara bölgesinde ormanlık bir arazide yer alan yalnızca bir iki havuzu bulunan bir alabalık işletmesinde balıklarda ölüm olmadığı ancak deride lezyonlar olduğu bildirilmiştir. Aşağıda gönderilen fotoğraflar çekilmiş ve Veteriner Hekim arkadaşımız aracılığı ile bilgi alınmak istenmiş. Anamnez bilgileri istendiğinde ise; olayın yaklaşık 3 hafta önce olduğu, yoğun yağmur yağışı sonrasında havuzlara akan toprağın suyu bulanıklaştırdığı ve sonraki günlerde de havuzlara bakıldığında derilerde beyazlama olduğu görülmüş ve balıklar havuzlardan çıkartıldığında fotoğraflardaki görüntü ortaya çıkmış. Havuzlardaki balıkların genel durumlarının iyi olduğu belirtildi ancak bazı balıklarda bu şekilde lezyonların olduğu ve farklı boyutlardaki balıklarda lezyonların oluştuğu belirtildi.

Yorum:
       Anamnez bilgilerinden yola çıkarak özellikle yoğun yağmur yağışı sonrasında herhangi bir lezyon dikkati çekmemiş ancak balıkların bakımını ve beslemesini orada bulunan bir bekçinin yaptığı belirtilmiştir. Bu da bizlere balıklarda herhangi bir lezyon gelişmiş olsa dahi ayrıntılı bir inceleme yapılmama ihtimalini ve dolayısıyla meydana gelen lezyonların geç fark edilebileceğini düşündürmüştür. Deride beyazlama sonrasında yapılan incelemelerde balıklarda herhangi bir derin ülserleşme olmadığı ancak fotoğraflarda görüldüğü gibi deri ve yüzgeçlerde lezyonlara rastlandığı belirtilmiştir. 
Yapılan inceleme sonrasında balıkların derilerinde renk ya da parlaklık ile ilgili herhangi bir deformite göze çarpmadı. Balıkları yakından incelediğimde ise derilerinde oluşan lezyonların renklerine göre kas renginin sarardığı dikkati çekti. Özellikle fotoğraf 1'de balığın lateral hattı üzerinde geniş hemoraji olduğu ve bu hemorajik alanın hemen altında ise sararmanın haricinde daha koyu bir şekilde kas tabakasına varan lezyon olduğu görüldü. Bu fotoğraf 2'de ise daha yakından ve net bir şekilde görülmüştür. Fotoğraf 3 ve 4 incelendiğinde ise yine lateral hattın hemen üstünde daha hafif bir şekilde seyreden bir erezyon alanı olduğu, fotoğraf 4'de ise kuyruk yüzgecinde şekillenen erezyon, ülser ve kaudal bölgedeki hemoraji dikkati çekti. Balıklarda oluşan ve kas tabakasına varan bu lezyonların özellikle rengi incelendiğinde balıkların pişirilmesi sonrasında oluşan renk ile benzer bir renk olduğu düşünüldü. Ayrıca deri üzerinde bu kadar yoğun bir hemorajiye neden olabilecek bir bakteriyel ya da viral enfeksiyon olsa, bu hemorajinin yalnızca deri ile sınırlı kalmaması gerektiği, vücudun farklı bölgelerinde de hemorajik alanlar olması gerektiği ve balıklarda da önemli sağlık problemleri (yüzme problemi, hareketlerde yavaşlama, renkte koyulaşma vs.) olması gerekmektedir.

Teşhis:
         
         Bu amaçla anamnez bilgilerine de dayanarak 3 hafta önce yoğun yağmur yağışı sonrasında havuzlara ya da havuz suyunun yakınlarına yıldırım düşmesi sonucunda oluşan elektrik akımı ile birlikte balıkların derilerinde yanıklar oluştuğu düşüncesine varılmıştır. İnsanlar ve hayvanlarda da elektrik çarpmaları veya yıldırım çarpmaları incelendiğinde doku ve organlarda yanıklar oluşmasının yanı sıra yoğun bir şekilde hemorajiler oluştuğu bildirilmektedir. Yüksek elektrik akımı sonucu başta kılcal damarlarda olmak üzere damarların büyük çoğunluğunda yırtılmalar ve bunun sonucunda kanama alanları oluşmaktadır. Bu düşünceden yola çıkarak balıklarda enfeksiyon sonucu bu şekilde bir durum ortaya çıkmış olsaydı kas tabakasına varan ülserler oluşabilirdi ancak kaslarda bu şekilde renk değişimi oluşması pek muhtemel olmazdı. Ayrıca deri altında oluşan yoğun hemorajik alanlar sonrasında balıklarda da ciddi hastalık semptomlarının görülmesi gerekirdi. 
Havuzlara yıldırım düştüğü teşhisi konularak bu şekilde lezyonlu balıkların varsa farklı bir havuza alınması gerektiği yoksa imha edilmesi gerektiği önerilmiştir.

Dr. Muhammed DUMAN


Fotoğfar 1

Fotoğraf 2

Fotoğraf 3

Fotoğraf 4